Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

31 Ekim 2010 Pazar

Neyzen Tevfik

Şerefsiz

Ne ararsın tanrı ile aramda?
Sen kimsin ki orucumu sorarsın?
Hakikaten gözün yoksa haramda,
Başı açığa neden türban sorarsın?

Rakı, şarap içiyorsam sana ne?
Yoksa sana bir zararı içerim.
İkimizde gelsek kıldan köprüye,
Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim!

Esir iken mümkün müdür ibadet?
Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et.
Senin gibi dürzülerin yüzünden,
Dininden de soğuyacak bu millet.

İşgaldeki hali sakın unutma!
Atatürk’e dil uzatma sebepsiz.
Sen anandan yine çıkardın ama,
Baban kimdi bilemezdin şerefsiz!

Neyzen Tevfik



''Ben dürüstsem sarhoşkende geçerim!'' diyor
''Yatıp kalkıp Atatürk’e dua et.'' diyor
Birşeyler diyor Neyzen

cbü dost cafe game

cbünün cafesi
hiçbir akıllının çıkıp bir cafe kurmadığı şark uyağını bir adamın kurduğu cafe .
bolca zaman geçirdiğimiz yer
diğer cafelerden farklı olarak birada içebiliyoruduk. Birde game diye bir yer vardı.
onu yıktılar. hikaye bir yerdi ama olsun.
bu iki yerinde İzmir'de oturup manisaya gelenler için ''sanki evimden çok uzakta üniversite okuyorum havası verdiği'' kesindir. Sisten eve gidemediğiz zaman buralarda beklenirdi. Ne batak oynadım oaralarda bea

vagon cafe

B.A.L'ın (Bornova Anadolu Lisesi'nin ) otostop çekilen yolunun oarada bir eski vagonu cafe yapmışlardı. Arkadaşlarla giderdik. Müthiş bir albenisi vardı. İşte o zaman bu dijital makinalar olsaydı çekerdik. Belki fotoğrafları vardır birilerinde...

BÜYÜ

BÜYÜ
Şeytan dağındaki mağarada
Duydum, büyücü bir kadın yaşarmış
Aşka inanmayan taş kalplileri
Büyüler, kara sevdalı yaparmış.

Yüreğimde yenilginin acısı
Yollandım şeytan dağına
Az gittim uz gittim bir akşam üstü derken
Vardım büyücünün mağarasına

Dedim ki, bir halden bilmeze düştüm,
Al bütün varımı yoğumu
Bir büyü yapta anlasın
Sevdanın ne yaman şey olduğunu

İki yürek oydu iki taştan,
Koydu bulanık bir suya
Üç vakit sonra gel diye
Seslendi kör kuyuya

Üç gün, üç ay, üç yıl bekledim
Derken bir akşam üstü çalındı kapım
O kendini beğenmiş deli dolu kız
Ne hale gelmişti Allah'ım!

Kara gözlerinde şimdi
Kara gecelerin acısı vardı
Ağladı kapandı ayaklarıma
Sev beni, sev diye yalvardı

Git dedim istemiyorum artık
Biraz da sen öğren ağlamasını
Geceler boyu duy bir yol
Yalnızlığın kahreden acısını.

İnanmayın dostlar, inanmayın...
Ne büyü var ortada ne de büyücü.
Yıllardır kendimi avutmak için
Uydurdum bu yaşanmamış öyküyü...

Erdoğan ALKAN


GEÇMİŞ YAZ

GEÇMİŞ YAZRü'yâ gibi bir yazdı. Yarattın hevesinle,
Her ânını, her rengini, her şi'rini hazdan.
Hâlâ doludur bahçeler en tatlı sesinle!
Bir gün, bir uzak hatıra özlersen o yazdan

Körfezdeki dalgın suya bir bak, göreceksin:
Geçmiş gecelerden biri durmakta derinde;
Mehtâb... iri güller... ve senin en güzel aksin...
Velhasıl o rü'yâ duruyor yerli yerinde!
YAHYA KEMAL BEYATLI

izmir fotoğrafı

İZMİRİN BU HALİNİ HATIRLAYAN VAR MI ?

BEN TAM ANIMSAMIYORUM

varyant piyano bar

Bu manzaranın göründüğü açıda PİYANO BAR diye bir cafe bar vardı. Şimdi çocuk müzesi oldu ve çook kötü oldu. Eskiden harika bir yerdi . Şimdi ise kimsenin uğramadığı bir bom-boş çocuk müzesi. Bir barın çocuklar için bir müze olduğunu duysam iyi olmuş diye düşünürüm.Ama burada durum daha farklı.

Lise 1 de topladığım bayram harçlıklarıyla tek başıma öğleden sonra geldiğim ve İrfan Abi'yle tanıştığım yer. Çok anılarımın olduğu mekan. Çoğunda bar kapalıydı. Cami ve kredi yurtlara yakın olduğu için barın ruhsatını iptal etmişlerdi.

18 yaşıma geldiğimde yazımı değerlendirmek için bir kitap pazarlama şirketine işe girmiştim. Satışlar falan iyi gidince adamlar bana araba verdi. 18 yaşımdayım ve altımda 24 saat bende olacak bir araba.
Doğan mı Şahin mi ne.
Benzin bana ait, maaş yok, yemek yok, sigorta yok sadece prim var. Ama olsun o yaşımda altımda bana verilen bir araç var.
Bir de mis gibi +bilmem kaç derece İzmir sıcağı var. Araba bana verene kadar satışlar iyidi. Sonrası çoşku...
En sonunda şu rutin vardı. sabah toplantısı.(Toplantı deniz gören bir çatı katında yapılıyordu). Toplantıdan sonra Piyano bara. Bar kapalı ruhsatı iptal. Bahçesinde bir hamak var. Gölgede. Manzara İzmir'in en güzel manzarası. İrfan Abi arkadaşıyla 6 lı ganyan çalışıyor. Ben hamakta. Öğleye doğru benim getirdiğim tavuğu mahzende İrfan abi yapıyor. Uygun bir şarap açılıyor ve gün böyle geçiyor. Arada bir de satışa çıkıyordum sanırım. Bir lira falan ben de kupona katkı da bulunuyordum sanırım

İZMİR'İN KARLI FOTOĞRAFI

Belediyeden çekildiği belli.

Haber Ekspres'te çalışmıştım birara benim de hiltonun çatısından fuardaki dönme dolabı çektiğim bir fotoğraf vardı. O zamanlar (sanki 40 yıl geçmiş gibi anlattım ama) dijitaller yeni yeni çıkmıştı. Ben de filimli canon AE_1 'le çekmiştim o fotoğrafı. Filimler ne oldu bilmiyorum. Elime geçerse onları da yayınlarım
Sony 5 mega piksel bir makinaya 2003-04 zamanı 700 tl vermiştim . Şimdi 12 piksellik makinalar 200 tlydi. 

30 Ekim 2010 Cumartesi

sil baştan

sil baştan ken grimwood kitabı. daha önce defalarca işlenmiş bir konuyu,
Kendi bedenine 18 yaşındaki haline geri dönsen ne yapardın.
Neleri aynı yapardın, neleri değiştirirdin diye soruyor. Bu kısır döngü durmadan tekrarlanıyor.
Edebi bir eser diyemem ama 3 günde biten ve sürükleyici bir eser olduğunu söyleyebilirim.

Athena

Okan'da Athena çıktı . Bir parçaları çalıntıymış. Rezil oldular. Ama farkında değiller.

TOZA SOR

Süper İnanılmaz, John Fante'nin müthiş eseri .
Şu ana kadar yazılmış en samimi roman. En iyisimi tartışılır ama mükemmel.  Daha samimisini okumadım.

CBÜ



Okuyan öğrencilerin daha okurken karşı oldukları güzel okul, insanlar bilmez binaların anlamadığını,
insanlar bilmez, binalara ruhu insanların kattığını. Binaya , mekana , iklime, gereksiz olan kişilere takılma. Sen ruh ver onlara. Senin yılların geçtiyse ve seni çok üzecek anıların yoksa sıkıca sarın. Çünkü eğer geçerli bir nedenin yokken inkar eersen yaşadığın mekanı, o mekan yıkıldığında (şu an eski kantin ve bina yıkılıyor), onlar da seni hatırlamaz. KENDİSİNE SAĞLAMKEN SAYGI DUYMAMIŞSAN O BİNA YIKILDIKTAN SONRA HİÇ SÖZ ETMEZ SENDEN . TOZLARINDA BİLE NAMIN DUYULMAZ...

bal koruluk



uleeeeeeennnnnnn

Olmaz böyle birşey, Ufuk'un bana ''sigara içmemek bana çok şey kaybettirdi'' dediği mekan. 6 yılımın geçtiği okulum. Hazılık bebesiyken girdiğim okulumda dibine kadar yaşadım. Bunlarda yazılır elbet.
Selamlar B.A.L

radyo tiyatroları

şiddetle taviye ediyorum. Ipod ya da mp3 player takıp müzik dinlemeye göre daha zevkli olan bir uğraş. İnternetten indirebiliniyor. Keşke daha çok olsa

Kitaplar

Charles Dickens'tan iki şehrin hikayesi budur işte ! Okudum, tavsiye ediyorum. Gerçekten çok etkileyici. Daha sonra bu kitap hakkında yazacağım.

GİT BAHAR

Çekil bu gölgeli yolda gezinme,
Bahar bakişlarin yine pek sarhoş.
Yanilip gönlüme misafir inme.
Kapisi kilitli, mihrabi bomboş

Mabettir orasi, meyhane değil...

Işiklar, kokular, sesler, çiçekler...
Ömrünün her günü bir başka düğün,
Bülbüller koynunda açtı çiçekler
Güller dökülürler göğsüne bütün!..

Gerçekten güzelsin, efsane değil:

Altınlı başında papatya niçin?
Sarı saçlarına pembe gül takın
Git bahar...Gönlümde ibadet için,
Diz çöken kızları ürkütme sakın,

Kalbime girme, o kaşane değil!..

Git bahar, git bahar ! Uzaklarda gül,
Denize renginden bırak hediye,
Ufuklarda gezin, semaya süzül...
Kalbime sokulma "Peymane!" diye,

Gördüklerin kandil, peymane değil!
Halide Nusret Zorlutuna

ATATÜRK'ÜN GERÇEK SESİ

Atamızın gerçek sesi yayınlandı. Son derece tok ve güçlü. Neden bu kadar gecikti? Ya da hani şu manavda bulıunma hikayesi. Yok manav çırağı olan çocuk tam bu filmleri yok edecekken yetişilmiş falan. Bence işin içinde başka birşey var.

Cumhuriyet Bayramı

29 Ekim 2010 Cuma günü Cumhuriyet Bayramı kutlandı. Ülkeyi yıkmayı isteyen ve onları pasif olarak destekleyen tüm şerefsizlere rağmen bir yılı daha devirdik.
Nice yıllara...

Bu Blogda Ara

İzleyiciler